Xerografi
Xerografi Chester Floyd Carlson tarafından 1938 yılında bulunan kuru
fotokopi tekniğidir. İlk başlarda 'Elektrografi' şeklinde daha sonra
'Xerografi' olarak adlandırılmıştır. Xerografi işlemi esnasında herhangi
bir sıvı kimyasal kullanılmamaktadır. Fotoiletken madde (selenyum veya
bileşikleri) ile kaplanan tamburun bazı bölgelerine düşürülen ışık
pozitif yüklerin yok edilmesi ile elektrik iletkenliğin oluşmasına sebep
olur. Diğer bölgeler pozitif yüklü kalacağından toner bu bölgelere
yapışır. Üzerine toner yapışan tambur, boş kağıt üzerinden
geçirildiğinde toner kağıda yapışmış olur ve ardından ısıl işlem ile
tonerin kağıt üzerinde kalıcı olması sağlanır. Fotokopi makinesinden
çıkan kağıtlar bu sebepten sıcaktır.
Xerox Yunanca'da
kuru ve yazmak kelimelerinin birleşimidir, işlem sırasında hiç bir sıvı
kimyasal tüketilmemesinden ötürü bu adı almıştır.
Chester
Carlson'ın bu buluşu ilerleyen zaman içerisinde yazıcı, faks, tarayıcı
ve dijital baskı sistemleri gibi ürünlerinde önünü açmış oldu. Buluşun
seri olarak üretilmeye başlamasının hikayesi ise kısaca şöyledir:
İkinci
dünya savaşının son yıllarında New York'ta yaşayan Chester icadına çok
güvendiği için fon arayışına girmişti, ilk olarak kendisine uygun
gördüğü IBM isimli şirketin kapısını çalar. Carlson fikrini pazarlama
ekibine anlatabilecek imkanı bulur ancak ekiptekiler kopyalama işini tam
olarak algılayabilecek durumda insanlar değillerdir. Şirketteki
sekreterler zaten bu işi yaptıkları için onlara göre bu icat ancak güzel
bi oyuncak olabilir.
Carlson
yaşadığı kötü tecrübeden sonra her ne kadar büyük bir hayal kırıklığı
yaşamış olsa da fikrinden vazgeçmez ve aralarında Kodak, General Electric gibi büyük şirketlerinde bulunduğu yirmiden fazla şirkete daha
gider ve hepsinden hemen hemen aynı tepkileri alır.
Çalışmalarına
devam eden Carlson 9 yıl sonra Haloid adında küçük bir fotoğraf
malzemeleri şirketinden icadıyla ilgilendiklerine dair haber alır.
Haloid şirketi yetkilileri Carlson'a fikrini beğendiklerini kendisiyle
aynı fikirde olduklarını söylerler ve birlikte bir yıl kadar çalışırlar,
çalışmalar sonucunda kopyalama makinesinin zorlukları iki tarafı da
vazgeçirme noktasına getirir.
1948
yılında hiç beklenmedik bir şekilde icatla ilgilenen başkaları ortaya
çıkar, Amerika Birleşik Devletleri muhabere teşkilatı icadın
geliştirilmesi için gerekli parayı teklif eder. Teşkilat; ellerinde
bulunan havadan çekilmiş fotoğrafların olası bir nükleer savaş sırasında
yok olmasından endişe eder. Fotoğraf plakalarındaki gümüş halojenur
radyasyona karşı çok hassastır ve fotoğrafların bulanıklaşmasına yol
açar. Carlson'ın bu icadının şiddetlik atomik patlamalara dayanabilmesi
ve çoğaltılabilmesi için yüz bin dolar parayı şirkete verirler.
Bu
yatırım ilk seri üretim fotokopi makinesi olan 914'ün geliştirilmesini
sağlar. Elle yazılsa saatler harcayacak dokümanların tek bir düğmeyle
çoğaltılabilmesi bu icat sayesindedir. Buluşu sayesinde 700 milyon dolar
para kazanan Carlson bu paranın 150 milyon dolarını geçmişte
yaşadıklarını unutmadığı için hayır kurumlarına bağışlamıştır. Tüm
bunlardan sonra Carlson 19 Eylül 1968 de New York'ta yaşamını
yitirmiştir.
fotokopi tekniğidir. İlk başlarda 'Elektrografi' şeklinde daha sonra
'Xerografi' olarak adlandırılmıştır. Xerografi işlemi esnasında herhangi
bir sıvı kimyasal kullanılmamaktadır. Fotoiletken madde (selenyum veya
bileşikleri) ile kaplanan tamburun bazı bölgelerine düşürülen ışık
pozitif yüklerin yok edilmesi ile elektrik iletkenliğin oluşmasına sebep
olur. Diğer bölgeler pozitif yüklü kalacağından toner bu bölgelere
yapışır. Üzerine toner yapışan tambur, boş kağıt üzerinden
geçirildiğinde toner kağıda yapışmış olur ve ardından ısıl işlem ile
tonerin kağıt üzerinde kalıcı olması sağlanır. Fotokopi makinesinden
çıkan kağıtlar bu sebepten sıcaktır.
Xerox Yunanca'da
kuru ve yazmak kelimelerinin birleşimidir, işlem sırasında hiç bir sıvı
kimyasal tüketilmemesinden ötürü bu adı almıştır.
Chester
Carlson'ın bu buluşu ilerleyen zaman içerisinde yazıcı, faks, tarayıcı
ve dijital baskı sistemleri gibi ürünlerinde önünü açmış oldu. Buluşun
seri olarak üretilmeye başlamasının hikayesi ise kısaca şöyledir:
İkinci
dünya savaşının son yıllarında New York'ta yaşayan Chester icadına çok
güvendiği için fon arayışına girmişti, ilk olarak kendisine uygun
gördüğü IBM isimli şirketin kapısını çalar. Carlson fikrini pazarlama
ekibine anlatabilecek imkanı bulur ancak ekiptekiler kopyalama işini tam
olarak algılayabilecek durumda insanlar değillerdir. Şirketteki
sekreterler zaten bu işi yaptıkları için onlara göre bu icat ancak güzel
bi oyuncak olabilir.
Carlson
yaşadığı kötü tecrübeden sonra her ne kadar büyük bir hayal kırıklığı
yaşamış olsa da fikrinden vazgeçmez ve aralarında Kodak, General Electric gibi büyük şirketlerinde bulunduğu yirmiden fazla şirkete daha
gider ve hepsinden hemen hemen aynı tepkileri alır.
Çalışmalarına
devam eden Carlson 9 yıl sonra Haloid adında küçük bir fotoğraf
malzemeleri şirketinden icadıyla ilgilendiklerine dair haber alır.
Haloid şirketi yetkilileri Carlson'a fikrini beğendiklerini kendisiyle
aynı fikirde olduklarını söylerler ve birlikte bir yıl kadar çalışırlar,
çalışmalar sonucunda kopyalama makinesinin zorlukları iki tarafı da
vazgeçirme noktasına getirir.
1948
yılında hiç beklenmedik bir şekilde icatla ilgilenen başkaları ortaya
çıkar, Amerika Birleşik Devletleri muhabere teşkilatı icadın
geliştirilmesi için gerekli parayı teklif eder. Teşkilat; ellerinde
bulunan havadan çekilmiş fotoğrafların olası bir nükleer savaş sırasında
yok olmasından endişe eder. Fotoğraf plakalarındaki gümüş halojenur
radyasyona karşı çok hassastır ve fotoğrafların bulanıklaşmasına yol
açar. Carlson'ın bu icadının şiddetlik atomik patlamalara dayanabilmesi
ve çoğaltılabilmesi için yüz bin dolar parayı şirkete verirler.
Bu
yatırım ilk seri üretim fotokopi makinesi olan 914'ün geliştirilmesini
sağlar. Elle yazılsa saatler harcayacak dokümanların tek bir düğmeyle
çoğaltılabilmesi bu icat sayesindedir. Buluşu sayesinde 700 milyon dolar
para kazanan Carlson bu paranın 150 milyon dolarını geçmişte
yaşadıklarını unutmadığı için hayır kurumlarına bağışlamıştır. Tüm
bunlardan sonra Carlson 19 Eylül 1968 de New York'ta yaşamını
yitirmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder